Unknown
Yorum yok
3 Haziran 2014 Salı
Küçük bir çadırın içindeydim.Hatırladığım tek şey arka arkaya gelen iki darbe.Birkaç tane de isim kalmıştı aklımda.Beni bulup kampa getiren Mustafa isimli bir asker ve kafama vurduğunu tahmin ettiğim Berker.Yüzünü dahi görmemiştim ama ses tonu oldukca kalındı.Olanları hafızamda canlandırdıktan sonra çadırdan çıkmıştım.Bir süre etrafa bakındıktan sonra bir çığlık sesi duymuştum.Ve arkasına bir tane daha.Hemen sonrasında ise peşpeşe gelen silah sesleri.Arkamı döndüğümde üzerime doğru koşan bir çocukla karşılaşmıştm.En fazla 10 yaşlarındaydı.Beklenmedik bir anda olduğu için çocuğun üzerimi atlayışıyla yere düşmemiz bir olmuştu.Hızlı bir şekilde kendimi ve çocuğu ayağa kaldırdım.Çocuk fazlasıyla korkmuş ve şaşkın bir ifadeyle;
-Onlar, onlar geldi.Bir anda oldu.
-Kimler geldi, neyden bahsediyorsun sen?
-A, ay, aylaklar geldi.Sayıları çok fazla.Hemen kaçmalıyız.
Çocuk cümlesini henüz bitirmişti ki, beklenmedik bir anda çığlık atmaya başladı."Arkanda, arkanda geliyor"
Çocuğun çığlıyıyla arkamı dönmüştüm.Tek kolu olmayan, ağzından et parçaları düşen bir kadın, solgun bakışlarıyla bana doğru geliyordu.Ne yapıcağımı bilmiyordum, donup kalmıştım.Kadın gittikçe yaklaşıyordu.Belkide aramızda 2 adımdan daha az bir mesafe kalmıştı ki, bir silah sesi duymuştum.Hemen arkasına ise önümdeki kadın yere yığılmıştı. Sesin geldiği yöne baktıyım da orta boylarda bir adam duruyordu.Eli yüzü kan içindeydi.Sinirli ve telaşlı bir sesle;
-Karavana doğru koşun, çabuk olun.
Yanımdaki çocuk acele bir sesle;
-Bu taraftan, karavan şu çadırların arkasında.Kooooş.
O anlık şaşkınlıkla çocuğun dediğini hiç düşünmeden yapmıştım.Daha 4-5 adım atmıştım ki, yerde yatan yarı parçalanmış bir insana takılıp düşmüştüm.Kafamı oldukca sert çarpmıştım.Sanırım 1-2 dk. baygın kalmıştım.Karavanın sesiyle kendime gelmeye başlamıştım.Gözümü açtığımda aylaklardan başka kimse yoktu.Etrafta insanın kalmamasıyla hepsinin gözü bana dikilmişti.Bu sefer hiç şansım yoktu.Olanları baştan sona hızlı bir şekilde aklımdan geçirdim.Olaylar çok hızlı gelişmişti.Annem'in ve babamın ölümüne
dahi gerçek anlamda üzülememiştim.Her neyse, büyük bir ihtimal dakikalar sonra onların yanına gidecektim.Artık öleceğime kabullenmiştim ki iki el ateş sesi duydum.Önümdeki
iki aylak yere serilmişti.Açılan boşlukta elinde silahıyla bir adam duruyordu.Bana telaşlı bir sesle;
-Çabuk buraya koş, çabuk ol.
O sırada yaşadığım şoktan aniden çıkmıştım.Gözümü karartmış, adama doğru koşuyordum.Bir ara ayağımı yumuşak, cıvık bir şeye bastığımı hissetmiştim.Arkama bir an için ne olduğuna bakmak için döndüğümde paramparça olmuş bir kafatası olduğunu gördüm.Gördüklerimi hızla aklımdan çıkarmıştım.Bir süre sonra adama yetişmiştim.O sırada yanımıza da arabayla bir adam gelmişti.Üzgün bir sesle;
-Nehir tarafında kimse kalmamış.Çoğu ölmüş.
-Diğer taraf ne durumda?
-Bilmiyorum, orayı Mustafa kaçıracaktı.
O sırada aylaklar yaklaşmaya başlıyordu.Korkak bir sesle adama;
-Gitsek iyi olur, geliyorlar.
Hızla arabaya binmiştik.Hiç zaman kaybetmeden oradan uzaklaşmıştık.Arabayı süren adam;
-Yanındaki çocuk kim Engin?
-Dün Mustafa'nın getirdiği çocuk.Adın neydi senin?
-Fat, Fatih.
Öndeki adam bana birşey demek için arkasına dönmek üzereyken Engin bir anda bağırmıştı.
-Yaman, önüne bak.
Cümlesini bitirmesiyle birine çarpmamız aynı olmuştu.Yaman hemen frene basmıştı ama geç kalmıştı.Engin
-Sanırım bir aylağa çarptın.
-Umarım bir aylaktır.
Yaman ve Engin arabadan inmişti.Kısa bir süre sonra farkılı bir ses gelmişti;
-Siz daha ölmediniz mi lan?
Bu sefer Yaman gülünç bir sesle;
-Asıl sen nasıl ölmedin, ne son peşinde 10'a yakın aylağı takmıştın.
Bu sefer Engin söze girmişti;
-Ben en son gördüğümde yere düşmüştü.Üstünde de 3 tane aylak vardı.Hatta kendi kendime"Emre'de öldüğüne göre, bizim hiç şanşımız yok" demiştim.
-Doğrusu o sırada benim de umudum kalmamıştı.Ama Serhat üzerimdekilerden birini okuyla öldürdü.Diğer ikisinide üzerimden aldı.Sonra da gitti.
-Adam harbiden iyi ok atıyor.Böyle bir zaman için ideal bir silah.Sessiz sedasız.
-Bu arada siz niye durdunuz burda, benim geleceğimimi hissettiniz.
Kısa bir gülüşmeden sonra;
-Yaman düz yolda bir aylağa vurdu.Yani sanırım bir aylaktır.Neyse seni de bulduğumuza göre artık gidelim.Gee için bir yer bulmalıyız.
Yavaş adımlarla arabaya doğru geldiklerini hissediyordum.
Yorumlar(0)